top of page
yaşamak zaten varoluşsal bir intihar...

ÖLÜ TABLO

Yazarın fotoğrafı: Rümeysa AzakRümeysa Azak

Güncelleme tarihi: 11 Oca 2021




Ressamın ölü düşünceleri zemine çakıldığı anda,

Boş koridorlarda yankılanan tek şeyin bir ceset torbasının sessizliği olacağı  kadar,

Bomboş bir tuvalin topraklarında,

Ressam öldürdüğü o düşüncenin kara torbasını aralayıp cesedin çehresine baktığında,

Ceset ayaklandı bir anda.

Ayaklandı ve ölü uzuvlarını topladığında,

Katledildiği tuvale bir bakış fırlattı olduğundan daha ruhsuzca.

Sonra yürüdü ve yürüdü,

Ta ki idam edildiği darağacının çizili olduğu tablonun önüne kadar.

Ressamın eko yapan koridorlarının duvarına asılı o resme baktı,

Bedeni; toprağın altındaki kemiklerine bürünene kadar.

Cansız bir yumruk savurdu tuvalin boyası akmış zeminine,

Herhangi bir hissin kefenine sarılmadan.

Zihnindeki sarsıntıyla ressam acı içinde bağırdığında,

Resmin çerçevesine asılmış darağacının her bir kolundan sarkan ilmek,

Tuvalden çıkıp boynuna sarılarak içine çekti,

Ressamın tek bir an dahi düşünmeyip fırçasını sırtına sapladığı bedenin,

Çürümüş kalbi kemikten tabutunun içinde bir anlığına kasıldığında.

Sırtında açılmış yarıktan oluk oluk boya damlayan ceset tabloya daldığında,

Tuvalden akan boyalara karıştı,

Soluğuna çizik atan fırçanın ucundan idam edilen kan kızılı boya.

Şimdi tablo baştan aşağı kanıyla resmedilmişti,

Damarlarındakiler toprağa karışıp kuruduğundan beri,

Bir darağacı daha çınarlandığında.

Şimdi tabloda her dalından idam eden ağacın kollarında,

Her bir ilmeğin izi havada akis çizen cansız ayak bileklerinin boynunda.

Ceset torbasından fırlamış bedenin darağacında asılan uzuvları

Ve tuvalin bezinin emdiği kanın ruh batımında ışıyan cenazesi,

Tabloda canlanan tek manzara.

Çoktan ölmüş bedeni,

Bir kere daha öldürmüştü ressam aslında.

Biraz gururla,

Biraz da burukça baktı katil,

Öldüre öldüre öldürdüğü ölünün çehresinin kıvrımlarına.

Bedeni dumura uğradı,

Ruhu sallandı iliklerinin kökünden;

Tablodaki çizgilerin arasına hapsedilen çehrenin kıvrımları,

Hem gülüyor,

Hem de ağlıyordu.

Şaşkınlık ressamın yüzünü yıkadığında,

Silinmeye başlıyor çehresinden katil maskesinin tüm renkleri bir anda.

Acıyla kıvranmış kıvrımların kapalı gözleri ardından,

Okunamayan duygusuzluğun tanımlanamamış manası her satırı boş bıraktığında,

Eline aldığı kazık,

Oluyor bu kez hâlâ ucu kan kokan bir fırça

Ve kesik atar gibi sallanan fırçanın ucu,

Ölü çehrenin her katmanına çiziyor kan kokan birkaç damla.

Şimdi o çehre koca bir sözlükten koparıyor,

Anlamlı bir sözcüğü hissizleşe hissizleşe çürümüş parmak uçlarıyla

Ve ağlamaya başlıyor

Hiç durmadan.



2019

 
 
 

3 Comments


Gökay Yaşar ÜZÜMCÜ
Gökay Yaşar ÜZÜMCÜ
Aug 27, 2023

SAÇIL VE SERPİL SINIRSIZCA ÇİÇEK AÇARKEN


Seni, bu katliamdan ve kederden kurtarırdım kadın,

Bir sihirli değneğe ihtiyacım yok.

Ah' hayır yok.

Tepeden baktığın yere tırmanırdım,

Boyun göğsüme gözlerin retinama gün doğunca gelir.

Gece çökünce sinerdi.

Sen bilirdin ve anlatılacak binlerce şeyin arasından sıyrılabilirdin.

Söylemez veya ağzın doldukça yalancı olabilirdin.

Yalan söylemenin cezası olsa daha çok söylerdin!

Seni; 12 tablo, 12 kan damlası, 11 ceset, 10 ölü ve 9 kere bu çehreden kurtarırdım:

Kurtarırdım ama yaratıcılığım Gotik-melankolik diye ağlardın.

Ah' kesinlikle ağlardın.

Sana hiç omuz atmayacağım daha yılların var.

Her şeyi sen bileceksin tabii ki bunu hiç iddia etmemiş olmana rağmen.

Yarım-kapak gözlerin hastalanıp çorbaya batacak,

İyileştiğinde ben orada olmayacağım, hiç bir zaman olmadığım gibi.

Seni ben kurtarmayacağım çünkü ihtiyacın yok…


Like
Gökay Yaşar ÜZÜMCÜ
Gökay Yaşar ÜZÜMCÜ
Aug 29, 2023
Replying to

Rica ederim, bireyin varlık anlayışı dinamiktir; size bir şiirden çok zaman kapsülü bıraktım ve istirham ederim, her yıl kendi yazınızı ve ardından şiiri bir kere okuyunuz...


Like
gönderilerden haberdar olun
  • Instagram
  • Tumblr Sosyal Simge

© 2023 by The Book Lover. Proudly created with Wix.com

bottom of page